Milletimiz, ortaya koyduğu yüksek ruh, şuur, azim ve kararlılık ile tarihin en şanlı istiklal mücadelesini yediden yetmişe vermiş, kurtuluşun ve kuruluşun en büyük zaferini 30 Ağustos'ta elde etmiştir.
Malazgirt’te 26 Ağustos 1071’de başlayan kutlu yürüyüşün onurlu erlerinin ve Sultan Alparslan’ın torunları, esareti kabul etmeyeceğini bir kez de Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da haykırmıştır.
Bu büyük zaferle bizi tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı, mazlum halklara örnek teşkil edecek biçimde hiçbir şartta bağımsızlık ve hürriyetimizden ödün vermeyeceğimizi tüm dünyaya ilan ettik.
Tek hedefimiz, bin yıldır bu topraklarda sürdürdüğümüz birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu içinde Cumhuriyetimizi daha da güçlendirmek ve aziz milletimize hakkıyla hizmet etmektir.
Bugün Türkiye, bölgesinin istikrar unsuru olarak, küresel barışa katkı veren büyük ve güçlü bir ülke haline gelmiştir.
Şunu herkes bilmelidir ki; Türkiye Cumhuriyeti devleti kara, hava, uzay ve deniz sahalarıyla bölünmez bir bütündür.
Bu bütünlüğü tehlikeye sokabilecek her türlü girişime karşı devlet ve millet olarak 30 Ağustos ruhuyla her zaman teyakkuzdayız.
Akdeniz’de en uzun kıyısı olan Türkiye’nin içinde bulunmadığı herhangi bir anlaşmanın uluslararası hukukta hiçbir geçerliği yoktur.
Mavi Vatan’da; ülkemizin hak ve egemenliğini içeren deniz alanlarının tümünde askeri ve stratejik her türlü faaliyeti sürdürmekte kararlıyız.
Uluslararası hukuka uygun olarak başlattığımız arama faaliyetlerimizin, Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz kaynağıyla da semeresini vermesi, bu konudaki ısrarımızda ne kadar haklı olduğumuza da göstermiştir.
Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.
Bu kutlu vatan uğruna canını feda eden şehitlerimizin ruhları şad, makamları âlî olsun.
Bu duygu ve düşüncelerle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Milli Mücadele kahramanlarını saygı, şükran ve rahmetle yâd ediyor, 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı kutluyorum.
Abdulhamit Gül
Adalet Bakanı